3 Mart 2020
By M. Raşit Irmak | 0 Yorumlar
Sanal Gerçeklik (VR)

Sanal Gerçeklik (VR) Nedir?

Her an yeni teknolojilerin doğmasına alışık olduğumuz bir zaman diliminin içerisindeyiz. Sanal gerçeklik ise aslında yepyeni olmayan fakat geçirdiği başkalaşım ile hayatımıza hızla giren ve yol alan bir teknoloji. Hatta daha öncesinde çeşitli çizgi romanlarda, animelerde rastladığımız bu teknolojiyi artık filmlerde ve reklamlarda da sıkça görüyoruz. Peki nedir bu sanal gerçeklik (virtual reality)

Sözcüklerden yola çıkarsak eğer; doğal olarak “sanal” ve “gerçeklik” kavramlarından oluşan sanal gerçeklik; “gerçeğe çok yakın olan sanal” olarak adlandırılabilir.

Bizler dünyayı duyularımız ve algı mekanizmalarımız sayesinde tanıyoruz. Hepimizin okulda öğrendiği beş duyu -koku,tat,dokunma,görme ve duyma- tüm duyularımızı oluşturmuyor. Bunlar sadece en açık olan duyu organlarımız. Aslında, bizler bunlardan çok daha fazla duyuya sahibiz, örneğin denge duyusu. Tüm bu duyusal girdiler beynimiz aracılığı ile güzelce işlendikten sonra çevremiz hakkında zengin bir bilgiye sahip oluyoruz. 

Diğer bir deyişle, gerçekliğimizin ne olduğunu bize söyleyen şey duyularımızdır. O zaman şunu söylemek çok zor olmayacaktır: Biz eğer yapay duyular oluşturursak, gerçeklik algımız da buna yanıt olarak değişecektir. İşte tam da burada sanal gerçekliğin üzerine bastık!

Ne diyordu şair William Blake:

“Eğer algı kapıları temizlenseydi, her şey insana olduğu gibi görünürdü; sonsuz…”

Bu kısmı özetlemek gerekirse; bilgisayar tarafından oluşturulan, duyularımızla çeşitli yollarla gerçek olarak algıladığımız sanal içeriklerin bize sunulmasına sanal gerçeklik diyoruz.

Teknik Olarak Sanal Gerçeklik

Bir şairin sözü ile de açıklayabileceğimiz sanal gerçeklik teknolojisinin teknik olarak açıklaması basittir. Sanal gerçeklik, kullanıcılar tarafından etkileşim gerçekleştirilebilen ve keşfedilebilen, bilgisayar tarafından oluşturulan üç boyutlu ortamları tanımlar. Kullanıcılar bu teknoloji sayesinde bulunduğu sanal dünyanın bir parçası haline gelir, o dünya ile etkileşime geçebilir, nesneleri hareket ettirebilir, çeşitli eylemler gerçekleştirebilir.

 

 

Peki Nasıl?  

Sanal gerçeklik teknolojisi tarih içerisinde birçok farklı formda karşımıza çıktı, kimi zaman kocaman cihazlara kafamızı sokarak titreşimli koltuk eşliğinde eğlendik, kimi zaman gözümüzü merceğe yakınlaştırıp butona bastık. Evet evet, hani şu eskiden elimizden düşürmediğimiz, üstündeki butona basınca fotoğrafın değiştiği şeyler de sanal gerçekliğin ilk örneklerinden. 

Tabii ki günümüzde sanal gerçeklik, bilgisayar teknolojileri ile oluşturulmakta ve uygulanmaktadır. Bunun için geliştirilen birçok sanal gerçeklik gözlüğü, yürüme bantları, özel giyilebilir teknolojiler mevcut. Gözlüğünüzü takıyorsunuz, sanal bir ortamın içerisinde sanki ordaymış gibi hissederken elinizdeki eldiven ile dokunduğunuz objeleri hissediyorsunuz… 

Şu an için sanal gerçekliği deneyimleyebilmek ancak bu teknoloji için üretilmiş gözlüklerle mümkün. Biliyoruz ki ileride gözlükleri de müzelere kaldıracağız. Henüz lensler veya vücudumuza entegre algı çipleri gelmemişken Oculus, HTC, Sony, Samsung gibi firmaların ürettiği çeşitli sanal gerçeklik gözlüklerini kullanıyoruz. 

Bu gerçekliği sağlarken kullanılan teknik ve kavramsal konular, gerçekçi ve eğlenceli bir sanal gerçeklik içeriğini rahatsız edici bir içerikten ayırıyor. Deneyimin konforlu olması kullanılan cihazın kalitesine ne kadar bağlı olsa da bu konudaki en büyük sorumluluk içeriğe ait. Sanal gerçeklik içeriğinde bilinçsizce kullanıcıyı hızlıca hareket ettirmek baş dönmesine, mide bulantısına sebep olurken, kullanıcıya alan tanımak ve içerik içerisinde farkettirmeden yönlendirmek kendisini içeriğin bir parçası olarak hissettirecektir. 

Bu örnekten de yola çıkarak sanal gerçekliğin nasıl’ını şöyle özetleyebiliriz:

Sanal gerçeklik uygulamaları, yazılım, donanım ve duyuları eşzamanlı olarak doğru kullanırsa, kullanıcıyı sanki oradaymış gibi hissettir ve böylece amacının büyük bölümüne ulaşmış olur.

 

 

Sanal Gerçeklik Teknolojisine Neden İhtiyaç Var?

Her yeni teknoloji gibi sanal gerçeklik teknolojisini oluştururken de ciddi çabalar harcanması gerekiyor. Peki bu çaba neden harcanıyor? Bize gerçekten ne katabilir?

Kullanıcılara sürükleyici video, oyun deneyimleri yaşatan potansiyel eğlence değeri çok yüksek olan sanal gerçeklik, diğer endüstriler için de inanılmaz faydalar sağlıyor. Eğlence sektörü sonuçta milyarlarca dolarlık bir pazara sahip ve müşterileri yeniliğe her zaman açık. Yine de sanal gerçekliğin ciddi uygulamalardaki payına gölge düşüremez.

Herhangi bir şeyi “gerçekte” yapmak yüksek maliyetli, tehlikeli veya yetersiz olabilir. İşte bu noktada sanal gerçeklik bize harika çözümler sunuyor. Pilot eğitiminden, cerrah eğitimine kadar bizlere yüksek etkileşim ile çeşitli kapılar açıyor. Hem de az bir maliyet ile istediğiniz tekrarda gerçekleştirebiliyorsunuz. Şöyle düşünebilirsiniz; bir eğitim alıyor veya bir deney yapıyorsunuz, yaptığınız doğru ve yanlışların sonucunu anında görüyorsunuz üstelik size bir zarar gelmesi imkansız olarak bunu istediğiniz sayıda tekrar edebiliyorsunuz. İşte bu ilginç güzelliğe “teknoloji” diyoruz.

Peki sanal gerçeklik teknolojisi hangi alanlarda kullanılabilir? İşte bazı örnekler:

  • Eğitim
  • Savunma Sanayii
  • Kurumsal Eğitim
  • Eğlence (Organizasyon, Oyun vb.)
  • Yapı İnşaat
  • Sağlık
  • Spor
  • Sanat

Günümüzün popüler teknolojisi, sanal gerçeklik, gelecekte bu ve benzeri alanlarda günlük hayatımızı etkileyen yenilikler getirmeye devam edecektir.  Özellikle sanal gerçekliğin kardeşi artırılmış gerçeklik teknolojisi ile dijital dünya ile önümüzdeki perdeler iyice kalkıyor diyebiliriz.

Teknoloji bizim yanımızda iken faydalarını görüyoruz, sizce biz teknolojinin içindeyken neler olacak?

 

5
0
Paylaş

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir