27 Nisan 2020
By Gökhan Yağlıdere | 0 Yorumlar
Sanal Gerçeklik (VR)

Sanal Empati

 

Son zamanlarda tüm insanlık tek akıl olduk ve yalnızca bir dili konuşuyoruz: COVID-19. Çin’in Wuhan şehrinden çıkarak tüm dünyaya hızlıca yayılan bu virüs etkilerini, sadece ekonomiler üzerinde değil aynı zamanda insanların psikolojileri üzerinde de fazlasıyla hissettiriyor. Batan şirketler yeniden kurulur, ekonomiler düzelir ancak virüsün insanlar üzerinde bıraktığı psikolojik tahribatın üstesinden nasıl gelinir? Özellikle de virüsün etkilerini en çok hisseden 65 yaş üstü insanlarımızı ne kadar anlamaya çalışıyoruz? Ya da şunu soralım, onları bu zamana kadar hiç anlamaya çalıştık mı?

 

ASIL AMAÇLAR NEYE DÖNÜŞTÜ?

1876 yılında Graham Bell telefonu icat ederken aslında en büyük arzusu toplumların birbiriyle olan ilişkilerini arttırmaktı. Zaman geçtikte Bell’in teknolojisi daha da gelişti ve günümüzde ceplerimize sığar hale geldi ve günümüzde cep telefonlarını artık bir uzvumuz gibi görmeye başladık. Ancak Bell’in teknolojisi onun ideallerinden saptı ve toplumları daha iç içe yapmak yerine daha da yalnızlaştırdı. Artık insanlar birbiriyle iletişimden kaçar oldu ve bu durum bizlerden birçok şeyi de götürdü özellikle de aile bağlarımızı. Eskisine göre daha da incelen bağlar maalesef ki yanında anlayışsızlığı da getirdi özellikle yaşlılarımıza karşı.

 

ONLAR GİBİ HİSSETMEK ARTIK DAHA MÜMKÜN

Daha önce hiç yaşlanmanın nasıl bir his olduğunu merak ettiniz mi? Ellerinizi başınızın üstüne koyamadığınızı, ayaklarınızın üstünde rahat bir şekilde duramadığınızı veya dilediğiniz gibi hareket edemediğinizi hiç düşündünüz mü? Acaba nasıl duygular bunlar merak ettiniz mi? Parmaklarınızdan birini kaybettiğinizde ya da kalp krizi geçirdiğinizde nasıl hissedebileceğinizi düşündünüz mü? Muhtemelen bu soruların cevabı büyük bir çoğunluk için hayır olacaktır. Peki size bunları deneyimleyebilmek ve yaşlılarımızı daha iyi anlayabilmek adına bir fırsat verilseydi, buna bakış açınız ne olurdu? İşte Sanal Gerçeklik tam olarak sizin için bunu da imkanlı bir hale getirmeyi sağlıyor.

New England Üniversitesi, Sanal Gerçeklik teknolojisi kullanarak geliştirdikleri ‘Yaşa Bağlı Koşullar’ simülasyonunu tıp müfredatına dahil ederek Sağlıkta Sanal Gerçeklik adına bir adım atmış oldular. Bu yeni müfredat ve simülasyon birçok öğrenci tarafından deneyimlendi. Alınan geri bildirimlere göre ise öğrencilerin artık bu koşulları daha iyi anladıkları ve empati yeteneklerinde ciddi bir artış sağlandığı gözlemlendi.

ZOR HABERLERİ İLETMEK ARTIK DAHA MÜMKÜN

Gerçekten sahip olduğumuz teknolojiler iyi amaçla kullanıldığında harika sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Sanal Gerçekliğin eğitim alanında kullanılmasına fazlasıyla alışığız, sağlık sektöründe de yavaş yavaş görmeye başladık kendisini. Rotamızı bu sefer Amerika Birleşik Devletleri’ne çevirelim. ABD’deki Michigan Üniversitesi Sanal Gerçeklik teknolojisi bu sefer çok aşina olduğumuz alanlarda ama hiç aşina olmadığımız bir şekilde kullandı. Üniversite tarafından geliştirilen MPathic-VR isimli uygulama tıp öğrencilerinin sanal bir insanla birlikte çalışarak iletişim becerilerini geliştiriyor. Hadi biraz daha içeriye girelim. Robin ve Delmy adlarında oluşturulan iki sanal insan karşılıyor bizi. Bu iki arkadaşımız çok akıllı ve konuşkanlar ayrıca iletişim esnasında mimiklerini kullanarak harika bir iletişim kurma becerilerine sahipler. Medical Cyberworlds Inc. ve Michigan Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından Uluslararası Hasta Eğitimi ve Danışmanlığı dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, bu tür çalışmaların hasta ve hasta yakınlarına verilmesi gereken zor ve duygu yüklü haberler sırasında doktorların daha iyi iletişim kurmalarını ve daha hazır hissetmelerine yardımcı olduğu görülmüş.

 

“İletişim, doktor-hasta ilişkisinin en önemli parçasıdır”   Frederick Kron

Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Yardımcı Araştırmacısı ve MPathic Programını geliştiren Medical Cyberworld Şirketi Kurucusu

 

Yazımızın hemen başında kötü zamanlarda geçirdiğimiz şu günlerde sahip olmamız gereken en büyük 2 özellikten bahsetmiştik. Yaşlılarımızı daha iyi anlayabilmek için ‘empati’ ve evlerimizde kapalı kaldığımız için daha da yalnızlaşmamak adına ‘iletişim’. Sanal Gerçeklik teknolojisinin kullanılarak sağlık ve eğitim alanlarını harmanlayıp geliştirilen projelerin, insanlık olarak göz ardı ettiğimiz bu iki önemli özelliğe de nasıl farklı açılardan dokunmuş olduğunu gördük.

Başlarda sadece çocuklara hitap ettiği sanılan ve bir eğlence aracından öteye geçemeyen Sanal Gerçeklik teknolojisinin aslında gelecekte insanların hayatlarını değiştirecek çok önemli bir teknoloji olduğunu günümüzde hissetmeye başladık. Son zamanlarda kullanım ağı Eğlenceden Eğitime, Sağlıktan Savunma Sanayi alanlarına kadar uzanan bu teknolojinin bugün Psikoloji alanı üzerindeki farklı kullanımlarını görmüş olduk.  Bu teknolojinin, gelecekte insan hayatına olumlu etkilerini tahmin etmek artık çok da zor değil. Sanalın, gerçeklikten ayırt edilemeyeceği günleri görmek dileğiyle.

 

3
0
Paylaş

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir